İlk olarak eski Mısırlılar, güneşin her gün düzenli bir hareketle doğup,
belirli zamanlarda gökyüzünün aynı noktalarında bulunup, battığını
gözlemlediler ve bunun bir günü zaman parçalarına ayırmada
kullanılabileceğini keşfettiler. Böylece güneşin bu hareketinden
yararlanarak ilk güneş saatini yaptılar. Bu saat, meydanlık bir yere
yüksek bir taş koymak ve güneşin hareketi sırasında, bu taşın gölgesini
takip etmekten ibaretti.
Mısır, konumu itibari ile kuzey yarım kürede fakat ekvatora da yakın bir
ülke olduğundan, güneş doğduğunda, gölge hemen tam batıda oluşuyor,
güneş yükseldikçe gölge kuzeye, yani sağa doğru hareket ederek, güneş
batışında doğu yönüne ulaşıyordu. Yani gölge bugünkü tüm saatlerin
akrep ve yelkovanında olduğu gibi soldan sağa doğru dönüyordu.
Daha sonraları, pendulumlu, pilli saatlerde de yön değişmedi, hatta sağa
doğru dönüşler 'saat yönüne dönüş' diye adlandırılır oldu. Avustralya gibi
ekvatorun güneyindeki ülkelerde, güneş doğarken taşın gölgesi güneye
düşer ve güneş yükseldikçe sola doğru dönüş yapar. İlk saat orada
keşfedilseydi, bugün akrep ve yelkovan ters yönde dönüyor olabilirdi.
|